AHMET GÖKHAN YAZICININ KALEMİNDEN ; DEVLETİN DİNİ ADALETTİR.!

AHMET GÖKHAN YAZICININ KALEMİNDEN ; DEVLETİN DİNİ ADALETTİR.!

AHMET GÖKHAN YAZICININ KALEMİNDEN ; DEVLETİN DİNİ ADALETTİR.!

DEVLETİN DİNİ ADALETTİR.!

Alevilik Din değildir. Dünden günümüze İslamın menbaasından beslenen birçok mezhep, tarikat, cemaat vs gibi tasavvufi yorumlardan ibarettir.

Söz konusu butür inanç içtahatları tarihsel süreç içerisinde örgütsel bir statü kazanmaya çalışması ; İslamın asli menbaasından ve akaidi birliğinden uzaklaşmadığı takdirde Devlet otoriteleri ve toplum tarafından maruz görülmüş ,destekte almıştır.

İslam Tarihinde, dönem dönem bazı mezhebi içtihatların yani tasavvufi yorumların İslam adına haklık ve haklılık iddası ile emperyal bir akıma dönüşmeye çalışması, diğer mezhebi görüş ve yorumlara kapılarının kapanması ,

İslamın ilk zuhur ettiği yüzyılda ayrışmaya, kutuplaşmaya ve çatışmaya başlamış 1300 yıldan daha uzun süredirde İslamın menbaasına ve birlik akaidine mugayir anlayışlar çerçevesinde yüzlerce, çatışmayı ,kanı ve ölümü beslemekten öteye geçmemiştir.

Günümüzde Müslümanların ne kadarının Sünni, ne kadarının Şii-Alevi ve ne kadarının Vehhabi (Neo-Selefi) olduğu ile ilgili tartışmalı rakamlar ortaya konulsada,

Geçmiş Tarihte olduğu gibi mezhebi taraflar kendilerini olduğundan çok ve diğerlerine karşı haklı ve imtiyazlı, , karşıtlarını ise olduğundan az , haksız gösterme çabaları bir imtiyaz hak arayışı çerçevesinde devam etsede

Ortadoğu'da ve İslam dünyasında herkesin üzerinde ittifak ettiği objektif bilimsel istatistiklere göre

Müslümanların yüzde 85'inin Sünni, yüzde12'isinin Şii-Alevi, yüzde 3'ünün ise Vehhabi (Neo-Selefi) oldukları söylenebilir.

Aslında İslamın asli menbaasından ve akaidi birliğinden uzaklaştırılmasını bir İnanç mücadelesi felsefesine taşıyan Oryantalist batılılar, asırlardır İslam inancının 5 parmak sayısını geçmeyen mezhebi ayrılıkları, dahada derinleştirip, daha fazla sayıda tahiflere bölünmesini sağlamak üzere ;

Yine İslam tarhi sügeçinde sadece tasavvufi yorumlardan ibaret olan çeşitli, tarikat, cemaat gibi guruplara kendi hristiyan teologları aracılığı ile dinsel ritüeller,teolojiler aracılığı ile farklı bir dini otorite ve kurumsal statü kazandırmaya çalışarak ,İslamın ve Müslümanların içerisinde ayrılığı ve aykırılığı iyce körükleyerek İslam Birliğinin önüne geçmeye çalışmışlar,

Teşbihte hata olmaz ama, bir nevi İslamın ve Müslümanların dizayn edilmesini Hristiyan Kültürü saikleri ve yöntemleri çerçevesinde birnevi İslamın protestanları, katolikleri gibi yapılandırmaya çalışmışlardır ve haa çalışmaktadırlar...

Aleviliğe,Bektaşiliğe , Osyantalis batılının ekmeğine yağ sürecek nitelikte, dini saikler çerçevesinde anlam ve mana yüklemek, uhdemizdeki diğer tasavvufi yorum ve ictihatlardan farklı bir imtiyaz hakkı tanımak İslamın menbaasından uzaklaşmaya ,akaidi birlikteliğini iyice zadelemeye sebep olmaktan öteye geçmeyecektir, dikkat edilmelidir.

Zira ehli sünnet inancında, hanifilik,maturidilik, eşarilik,şafilik, caferilik ne ise Şia mezhebi izdüşümünde sayabildiğim kadarı ile kırkın üzerinde tasavvufi yorumlardan biride Aleviliktir, teolojik litaratürde Anadolu ve Osmanlı şiiliği olarakta geçmektedir..Caferiliklede özdeşleştirilmektedir.

Yine İslam Tarihinde, politik hezeyan ve heyecanlar ile bazı tasavvufi yorumlardan vücut bulmaya ve örgütlenmeye çalışan tarikat ve cemaateler aracılığı ile aslında İslam dini politikleştirilmeye çalışmış, İslam Dini ve Müslümanlar bu anlayışların bedelini çok ağır ödemiş ve ödemektedir. Politik hesaplar ile tekrar farklı tekerrürlere sebep olunmasına dikkat edilmelidir.

Aslında Alevilik-Bektaşilik gibi Mezheb-i tasavvufi yorumlardan ibaret olan görüş ve düşüncelerin Örgütsel ve dinsel teolojik saiklerle yapılandırılmaya çalışılması, farklı tasavvufi yorum ve düşünceler ile vücut bulmaya çalışan paralel dini otoritelerin oluşmasına, emsal nitelikte bir hak talebini doğurabileceğinede dikkat edilmedir...

Nitekim Hz Ali’yi sevmek, ilmini ahlakını ve yüreğini örnek almak şayet Şiilik-Alevilik- Bektaşilik ise.! Hz Ali Müminlerin en zirve noktası ve İslamın mihmandarı ve sancaktarıdır.! Elhamdulillah Müslümandır.! Hz Ali’nin de , gerçekte onu örnek alıp, sevenlerinde her mezhepten müslümanlarında, Hak Dini İSLAM'dır.

Hz Ali'nin sözü olduğu rivayet edilen " Devletin Dini Adalettir." sözü ışığında Devlete düşen ise hernevi inanç ve mezheplere, onların tassavvufi yorumlarına karşı adaletle yaklaşmak, birbirine üstünlük, ayrıcalık tanıyacak imtiyazlara yeltenmemesidir.

Allah cc Her nevi mezhep, tarikat ,cemaat ve tasavvufi yorumlardan ibaret düşüncelerden hareketle Müslümanın birlik ve beraberliğine zeval vermesin inşaallah...

selam saygı dua

Ahmet Gökhan Yazıcı