BURSA (İGFA) - Tıp dilinde puberte veya adolesans da denilen ergenlik döneminin kısaca çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemi olduğunu kaydeden Demirağ, “Bu döneme halk dilinde büluğ çağı da denilir. Puberte döneminin özelliği psikolojik ve fizyolojik değişikliklerin olmasıdır. Ergenlik dönemindeki bu değişiklikler erkek ve kızların hormon seviyelerindeki değişikliklerin neticesinde meydana gelir. Yapılan bilimsel çalışmalarda genelde kızlarda 9-13, erkeklerde ise 10-15 yaşlarında başladığı bildirilmiştir. Ergenlik çağı 20’li yaşlara kadar uzayabilmektedir. Kimlik bunalımının yaşandığı çatışmalarla geçen bir dönemdir. Ergenin bu dönemde duygusal yapısı tamamen değişir, bu sorunları bazen aşamaz ve çevresindekilerin yardımına ihtiyacı vardır” dedi.
SES KALINLAŞMASI
Bu dönemde en çok görülen sorunun depresyon olduğunu kaydeden Demirağ, “Depresyona giren ergen bu dönemde yalnız kalmayı tercih eder. Her şeye isyan eden bir yapıya bürünür. Kızlar erkeklere göre daha çabuk ergenlik çağına girer ve erkeklere göre bu dönemden daha çabuk çıkarlar. Erkek çocuklarda iskelet ve kas sistemi gelişir. El ve ayaklar büyür, kollar ve bacaklar uzar, omuzlar genişler, vücudun kas dokusu artar, testis ve penis büyür, cinsel organların etrafında ve koltuk altlarında kıllanma başlar. İlk boşalmanın olduğu dönemdir. Ses kalınlaşır, halk arasında adem elması denilen larinks tümseği büyür, vücudun diğer kısımlarında da kıllanma başlar, sakal ve bıyık çıkar. Özellikle yüzde olmak üzere tüm vücutta sivilceler çıkabilir” açıklamasında bulundu.
KIZLARDAKİ DEĞİŞİMLER
Kız çocuklarındaki değişikliklere dair de bilgiler veren Kübra Demirağ, “Meme gelişimi, koltuk altlarında ve cinsel organlar çevresinde kıllanma, ses incelmesi, adet kanamasının başlaması, cilt altı yağ dokusu artması, kalçalarda genişleme, bel bölgesinde incelme ve boy uzaması görülür. Boy uzaması erkeklere göre daha az olur. Erkeklerde olduğu gibi kızlarda da bu dönemde sivilceler görülebilir ve iştah artışı da olur” ifadelerini kullandı.
KİMLİK BİLİNCİ OLUŞUYOR
Bu dönemde ergenlerde kimlik bunalımının başlayabileceğine dikkat çeken Demirağ, “Kendini keşfedip ebeveyn otoritesini test etme ve inkar etme dönemine girebilirler. Anne ve babayla çatışmaya girer, onların mevcut durumlarını eleştirir ve onların yerine başka yetişkinleri örnek alabilirler. Aslında bu dönem kimlik bilincinin oluştuğu bir olgunlaşma dönemidir. Genital organlarında anormallik olup olmadığını anlayamaya çalışırlar bu amaçla kendi akranları ile sık sık istişare ederler ve internete bu konuda çok başvururlar. İleride çocuklarının olup olamayacağını bilmek isterler. Ve erkek ergenler bu konu için üroloji uzmanına, kız ergenler ise kadın doğum uzmanına gitme ihtiyacı hissederler” dedi.
ÇOCUKLARI YARGILAMAYIN
Son olarak ebeveynlere düşen görevleri de sıralayan Kübra Demirağ, “ Çocuğunuzla bu dönemde çatışmaya girmeyiniz, onu dinleyiniz ve anlamaya çalışınız. Ergen kendini toplumda kabul ettirmeye çalışır, arkadaş gruplarına girer. Onlara bu konuda yardımcı olunuz. Geçici bir dönemdir. Çocuklarınızı bu dönemde yaptıkları ile yargılamayınız. Sevginizi ve desteğinizi esirgemeyiniz” ifadelerini kullandı.