Üklemizde hayat pahalılığı gerçeği ve enflasyon verileri Türkiye İstatistik Kurumu’nu tartışılır hale getirdi. Sokakta pazarda markette döviz bürosunda banka da en çok konuşulan Kurum oldu. Memurlar, işçiler, emekliler hemen hemen toplumun her kesiminin gözü ve kulağı TÜİK verilerinde olmaktadır. Veriler hiç kimseyi tatmin etmediği gibi Kurumu spekülasyonların mekezi noktasına taşıdığı gibi güvensizlik girdabının da içine çekmiştir.
1326 tarihinden beri işlevsel olarak milletimizin gündeminde olan , bilimsel ve teknik süreçler ışığında ilk kurumsallaşmasını da 1926 tarihinde gerçekleştiren kurum tarihinde hiç bu kadar spekülasyonların tartışmaların içinde olmamış ve bu kadar yıpratılmamıştır.
Bu durumda kurumu bu kısır tartışmaların içinde çekip almak ve güvenirliliğini toplumun bilincinde yeniden sağlamak üzere Özerk ve bağımsızlığı dünya ekonomi çevrelerinde de Akredite olmuş tek kurum olan Merkez bankasına bağlamak gecikmiş bir karar da olsa yerinde ,etkili ve etkin bir karar olacaktır.
TÜİK Merkez Bankasına bağlı bir kurum olarak ancak bu spekülasyonların odağı olmaktan çıkacaktır. Hükümet de bu tartışmaların ana ekseni ve sorumlusu olmaktan kurtulacaktır.