Beytül Mâl...mâl evi demek...tarihini Allah Rasulü ile ve Mekke'den itibaren başlatmak mümkün ama bugünkü haline benzerliği Medine'de...Bedir Harbi'nin olduğu yıl...beytül mâl içine konulan ilk yüklü miktar o harpte elde edilen ganimet ve esirler için alınan fidyelerden oluşuyor...
Sonra zekât gelirleri...
Tarih boyunca muhtelif adlarla anılmış ve farklı uygulamaları görülmüş olsa da daima beytül mâl, kamu hazinesi demek...hani göz kulak olmalarını devleti idare edenlerden beklediğimiz hazine...
Beytül mâl hakkında değişmez ölçü, yine Allah Rasülünden tabii...zekât hurmalarından birini ağzına atan torunu Hasan'a buyurur: Bırak, o ne Allah Rasulüne ne de ailesinden birine helâldir...
Bir tek hurma...
...
Hani kendileri gibi düşünmeyen herkesi tekfir eden cinsinden müslümanlara kesti ya ortalık...hani, hepsinin de fena halde devletçi damarları depreşti ya...
Ben de fırsattan istifade ''Beytül Mâl'' i hatırlatayım dedim...
Var mısınız...kim ne aşırdıysa ''Beytül Mâl'' den yerine koysun.