Prof. Dr. Ali Osman ENGİN
Hemen hemen tarihin her döneminde olduğu gibi bugünde çok kritik süreçlerden ve ağır sınavlardan geçiyoruz. Sosyolojik tarih bilinci ve şuuruyla olay ve olguların an itibariyle yüzleştiğimiz istenmeyen sonuçlarını; senden veya benden, öyle veya böyle her kimden kaynaklanırsa kaynaklansın sebeplerini kısır döngüsel süreçlerde tartışarak geleceği daha istendik ve beklendik yapma şansımız yoktur. Eskiden derlerdi ki, “lafla peynir gemisi yürümez.” Artık “lafla, modası çoktan geçmiş algı operasyonlarıyla ve gerçekleri ters yüz eden harmanlanmış senaryolarla yeri yerinden oynatan, hain teröristleri inlerine cünübet cünübet gömen savaş uçakları, ihalar ve sihalar havalanmıyor. Eğer bunları havalandırıp, hain insanlık düşmanlarının bağrına hançer ve kılıç gibi saplayacak sevdan ve Vatan-Millet derdin varsa, küresel haçlı ittifakıyla girdiğin amansız mücadelede, düşmanın tepesine çift başlı kartal pençesi gibi inecek bombaların üzerine yazacağın şehit ve civanmert gazi isimlerin varsa, bilinsin ki işte o zaman bu topraklar Vatan olacaktır. İt demeyeceğim çünkü ite haksızlık etmiş olurum, bu leş kargaları nerede hata yaptık diye oturup saçlarını, başlarını yolacaklardır. Yazın güneşin kızgın ateşinde donacaklar ve kışın zemheri ayazlarında yanıp kavrulacaklardır. Kızgın güneş ateşinde donanların baharda veya kışta uyanma şansları yoktur. Kışın zemheri ayazlarında yananların da baharda ve yazda dirilme şansları olamayacak.
Bu vatan toprağın kara bağrında sıra dağlar gibi duranlarındır. Bir tarih uğruna kendini toprağa verenlerindir.
Değerli dostlar zaman, birlik - beraberlik ve kardeşlik zamanıdır. Unutmayın kudurmuş köpekler salıverilmiş ve taşlar bağlanmıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin, Emniyet Teşkilatımızın ve tüm güvenlik birimlerimizin sınır ötesinde kahramanca ve hiçbir sivile dokunmayan ve ülkemizin güvenliğini tehdit eden terör örgütlerine karşı yürüttüğü, adeta canını cananına tercih ettiği mücadele işin daha kolay tarafıdır. Daha zor ve maliyetli olan ise; birlik ve beraberlik adına içeride yürütülmesi gereken mücadeledir. Bilindiği gibi her ülkede karşı istihbarat örgütleri varlık gerekçeleri olarak diğer ülkelerde faaliyetler yürütürler ve en kolay yoldan dezenformasyon yaparlar. Kesinlikle bilmeyerek’ i kabul etmiyorum, çeşitli sebeplere dayalı olarak bile bile bu şer odaklarının kucaklarında oturmaya alışmış ve sürekli onların salyalarını yalayan şerefsiz ve namussuzları bertaraf edebilmektir. Ülkemiz ve aziz Milletimiz çok boyutlu kahpe bir terör saldırısıyla karşı karşıyadır. Bu hain saldırılarda şehit düşen Vatan evlatlarına ALLAH’ tan rahmet, Türk Milletine başsağlığı diliyorum.
Bu insanlık dışı hain saldırılar karşısında her zamankinden daha çok dikkatli olmak zorundayız. Devlet ve Millet olma şuuruyla hareket etmek, varsa birbirimizin insani hatalarını ve küskünlüklerini büyüterek ayrışmak yerine sevgi ve kardeşlik hukukunu inadına sağlamlaştırıp geliştirmekten başka çaremiz yoktur. Hain kripto örgüt üyelerinin göbekten bağlı oldukları ağababalarından aldıkları talimatlar çerçevesinde sinsi faaliyetlerine dur demek zorundayız. Geçmişte yaptıkları gibi devletimizin kılcal damarlarına renk ve şekil değiştirerek sızıp kirli aslı ve astarı olmayan bilgi akışlarının önüne geçerek hain niyetlerini kirli kursaklarına gömmeliyiz. Gençlerimizi dış merkezli yıkıcı istihbarat faaliyetlerine karşı koyabilme becerisi ile yetiştirmeliyiz. Daha önceden lise ve ortaokullarımızda askeri personel tarafından verilen bir “Milli Güvenlik Dersi” vardı. Bence fakültelerimizdeki program güncelleme çalışmalarında, “istihbarata Karşı Koyma” adına bir dersin konulması oldukça anlamlı olacaktır.
Bir bölge ve dünya üniversitesi olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Atatürk Üniversitemizin gençlerimizin; Vatan, Millet, Bayrak, milli birlik ve beraberlik duyarlılıklarının geliştirilmesinde her zaman olduğu gibi öncü bir rol oynayacağına olan inanç ve güvenimiz tamdır.
Selam, sevgi ve saygılarımla.
